Mikrotese nedir?
Erkeklerde var olan kısırlık (infertilite), günümüz toplumunda çocuğu olmayan çiftlerin %50 sini oluşturmaktadır. Diğer deyimi ile infertilite olan çiftlerin hemen yarısında erkeklerin faktörü daha çoktur. Erkeklerde azosperm yani sperm hücrelerinin hiç olmaması veya az olması, retrograd ejekülasyon (sperm hücrelerinin geriye doğru boşaltılması) gibi erkeklere bağlı sebeplerin yanında bayana ait yaş, menopoz dönemi, adet dönemleri gibi faktörler göz önüne alınmaktadır.
Yapılan araştırmalarda intertilite olan erkeğin menisinde mikroenjeksiyon yardımıyla sperm bulunmasa bile üremeye yardımcı olacak üreme hücresi bulunmuştur. Bu da üremenin sperm hücresi az da olsa gerçekleşmesine imkân oluşturur. Dediğimiz gibi bu işlem erkekte az da olsa meninin içinde üreme hücresi olmasını gerektirir. Testislerden sperm elde edilmesi hastanın sağlık ve hormonal durumlarına bağlı olarak farklı yöntemlerle sağlanmaktadır. İnfertilite olan erkekte semen adı verilen içinde sperm hücresi mevcut olmayan menidir. Semen analizleri sonucunda uygulanan içinde hiç sperm hücresi olmayan erkeklerde testislerden biyopsi işlemi spermin neden olmadığı konusunda sebepleri sıralar. Yani bu işlemler sonucunda testislerde sperm hücresinin üretilemediği mi yoksa sperm hücreleri üretilip tıkanıklıktan dolayı üremeyi gerçekleştiremediği belirlenir.
TESE NEDİR?
Testiküler sperm ekstraksiyonu olarak adlandırılan tese, sperm hücrelerinin üretiminde ilerlemiş bozukluklar olan hastalarda testis içindeki sperm hücrelerinin üretimini yapan odacıkların tespit edilmesinde kullanılan işlemdir.
Testisler içindeki bir kaç noktadan ufacık boyutlarda parçacıkların alınmasından sonra sperm hücresinin varlığı gözlemlenir. Yani mikrotese, mikroskopla sperm hücrelerini üretildiği kanallar içinden sperm bulma işlemidir. Bu işlem sayesinde kanallarda oluşan tıkanıklığın sebep olmadığı görülen erkeklerde % 30 ila 70 oranında sperm hücresi bulma ihtimali mevcuttur.
Mikrotese işlemi sayesinde alınan her testis dokusunda yapılan biyopsi işlemleri esnasında sperm hücresi bulma şansı daha da artmaktadır. Klasik olan tese işlemine bakarak mikrotese işleminde sperm hücresi tespit etme oranı daha fazladır. Ayrıca mikrotese işleminin bir diğer avantajı da biyopsi yapılırken testislerdeki kanal ve damarlara zarar verilme ihtimalinin azaltılması ve testislerden mikro teknolojisi sayesinde daha çok sperm bulunma ihtimalinin yükseltilmesidir.
MİKROTEZİ İŞLEMİNDE KULLANILAN ANESTEZİ YÖNTEMLERİ
Mikrotese işleminde genel anestezi uygulandığından dolayı işlem bittikten sonra hasta, ortalama iki veya üç saat gözlem altında tutulur ve sonrasında farklı bir komplikasyon görülmezse taburcu edilir. Taburcu sürecinden sonra ortalama iki veya üç gün de pansumanı yapılır ve işlemi gerçekleştiren jinekolog tarafından genel kontrolü yapılır. Ortalama olarak hasta, bir hafta veya on gün kadar ağır işlerden kaçınmalı, uzun yolculuklar ve uzun araç kullanmamaya dikkat etmelidir. Hastanın yaklaşık olarak on beş gün cinsel ilişkiye girmesi uzmanlar tarafından pek tavsiye edilen bir olay değildir.
Mikrotese işlemi genel anesteziyle uygulandığı gibi gerekli görülen durumlarda lokal olarak da uygulanabilmektedir. Bu yöntemde de enjeksiyon yardımıyla testislerden sperm hücresi elde etme veya küçük insizyon denilen cerrahi kesme işlemi yardımıyla testise ait dokunun çıkarılarak incelenmesi şeklinde de uygulanır. Lokal anestezi yöntemi sadece testislerin sperm üretme özelliği kaybetmediğinden emin olunan yani dolayısıyla kanallarda her hangi bir tıkanıklık tespit edilemeyen durumlarda uygulanmaktadır. Fakat mikrotese işleminde lokal anestezi uygulanması, hastanın uzun bir süre hareketsizlikten dolayı duyacağı rahatsızlıklar nedeniyle pek kullanılan bir yöntem değildir.
Mikrotese işleminden istenilen sonuçlar alınamadığı zamanlarda yani testislerinde sperm hücresi bulunamayan ve her hangi bir tıkanıklık tespit edilemeyen durumlarda testislerin incelenmesi için mikro teknolojisinden daha faydalı olan microdissection tese denilen yöntem uygulanmaktadır. Bu yöntemde hastaya kesinlikle genel anestezi uygulanır.
Bahadır Bey Merhaba,yaşım 41 azosperm mevcut, elle muayenede varikosel tespit edilmedi ancak renkli doppler raporu şöyle,sizin yorumunuz ve tavsiyeniz nedir acaba teşekkür ederim,saygılarımla
Öncelikle gri skala USG ile testislerin morfolojik özellikleri değerlendirildi.Sağ testis 27x14x17 mm , sol testis 27x13x20 mm olup her iki testis boyutları düşüktür,her iki testis süperior yerleşimli olup sağ testis parankim ekosu heterojendir.Epididim boyutları normal büyüklükte izlenmekte olup sağ epididimde 7×5 mm çapta anekoik kist izlendi.İntratestiküler yer kaplayan lezyon izlenmedi.Hidrosel ile uyumlu görünüm saptanmadı.
Sol tarafta pampiniform pleksus ven çapları valsalva manevrası esnasında en geniş yerinde 3,5 mm çapta olup reflü akım izlenmiştir. Renkli doppler incelemede sol pampiniform pleksus venlerinde istirahatte izlenen venöz akımda ayakta ve valsalva manevrası ile geri akım(reflü) izlendi.
Varikosel sonucu azospermi olabilir cenk bey. 3.5 Mm çap oldukça yüksek ve reflü akımı var ancak üroloji doktorunuz varikosel ameliyatı önermiş olabilir yüksek ihtimal ancak bu azospermi durumunu büyük ihtimalle değiştirmeyecektir. Tese yöntemi denemeniz de fayda var belki bu yöntem ile amacınıza ulaşabilirsiniz. Geçmiş olsun ve mutlu bir ömür dileğiyle.