Galen kimdir ?
Bergramalı Galen olarak bilinen ünlü tıp bilimcisi galen aynı zamanda büyük bir filozoftur. Antik Roma döneminde yaşamış olan en değerli hekimlerin başında gelmektedir. Spor hekim olarak da bilinen Galen fizyolojinin ilk kurucudur. Dehalığı ve çalışkanlığından ötürü Hekimlerin Babası ünvanını almaya hak kazanmıştır. Galen tarafından ortaya atılmış olan tüm tıp görüşleri Galenizm adı ile anılmaktadır. Ayrıca farmakoloji alanında da birçok çalışma yapmış olan galen hekimliğinin yanı sıra üretmiş olduğu ilaçlar ile dönemin eczacılarından da sayılır.
Galen’in Yaşamı
Doğum tarihi tam olarak bilinmezse de M.S 129 yılında doğmuş olduğu belirtilmektedir. Şuan ülkemiz sınırları içerisinde olan Bergama’da dünyaya gelmiş, eğitimli bir ailenin oğludur. Babası mimarlık ve ünlü matematikçilerdendir. Eğitiminin ilk yıllarında babasının vermiş olduğu eğitim ile başlamış babasından geometri ve aritmetik dersleri almıştır. Daha sonra babasının yönlendirmesi ile mantık ve tıp bilimleri üzerinde çalışması için eğitilmiştir. Babasının tıpçı olmasını istemesinin en büyük nedeni ise, dönemin tıp tanrısı olarak bilinen Asklepios bir gece rüyasına girer ve kendisinden oğlunu doktor yapmasını istemiştir.
Gelen’in Eğitimi
Pergamon’da kurulmuş olan Asklepion sağlık merkezinde tıp eğitimi almaya başlayan Galen, burada dört yıl sürecinde tıp eğitimi alarak hekim oldu. Bu sırada babasının ölmesi üzerine kendisini geliştirmek için seyahate çıkan Galen, gezip gördüğü bölgelerdeki tıp çalışmalarını incelemeye başladı. Pergamon’dan ayrıldıktan sonra ilk olarak İzmir’e geçen Galen, bilgisini geliştirmek için dönemin en ünlü hocalarından olan Pelpos ve Albinus’un öğrencisi olarak ders almaya başladı. Heraclianus’tan insan anatomisini öğrenen Galen, hayvanlar üzerinde deneyler yaparak anatomi ve organlar hakkında bilgi sahibi oldu. Yine aynı dönemde farklı diller öğrenen Galen, eserlerini de yazmaya başladı. Daha sonra Aristo okulunda bir süre eğitim alan Galen burada felsefeciler ile tanışarak felsefe alanında da kendini geliştirmeye başladı.
Gladyatörlerin başhekimi
Galen hekimlik alanında göstermiş olduğu başarılar sayesinde dönemin en yüksek hekimliği olarak görünen Gladyatör hekimliğine Başhekim olarak atandı. Galen gladyatörlerin daha sağlıklı beslenmeleri ve daha iyi savaşmaları için anatomi bilgisini kullanarak en iyi şekilde ve hızlı bir şekilde hareketler yapmaları için bir konuda eğitim verdi. Fizyoloji bilgisi ile beden hareketleri ve yaralanmalar karşısında hızlı iyileşmeleri için Gladyatörlerin hekimliğini yapmayı uzun bir süre sürdürdü. Bu süre içerisinde yapmış olduğu çalışmalarıyla spor hekimliği dalını tıp biliminde açmış oldu.
Roma İmparatorluğu saray hekimi Galen
Galen getirildiği tüm görevleri başarılı bir şekilde yerine getirirken ünü de dünyaya yayılıyordu. Roma’da kaldığı süre içerisinde dönemin ünlü düşünürlerinden olan Eudemos’un tedavisi ile yakından ilgilenirken onun sayesinde kentin ileri gelen kesimleri ile yakınlık kurmaya başladı. Ayrıca Roma şehrinde halka açık bir şekilde verdiği tıp dersleri sayesinde halk arasında büyük sempati kazandı. Halk arasında tanınca da saray Galen’in becerilerinden haberdar oldu ve onu saray hekimliğine getirdi. Roma imparatoru Marcus Aurelius çıktığı bir sefer sırasında rahatsızlanıp geri döndüğünde Galen tarafından peynir perhizi ilacı ile tedavi edildi ve imparator sağlığına kavuştuktan sonra kendisine “Romalıların imparatoru Aurelius’tan hekimlerin imparatoru Galenus’a” yazılı bir madalya hediye edildi.
Galen 168 yılında tekrar Bergramaya dönmüş fakat, askeri bir sefere çıkacak olan ordunun komutanları olan Marcus Aurelius ve Lucius Verus tarafından harekat sırasında orduya eşlik etmesi için Roma’ya geri çağrılmıştır. Fakat ordu sefere çıktıktan kısa bir süre sonra Veba salgınına yakalanınca Romaya dönüş Galen burada orduya katılmıştır. Galen veba salgını sırasında kendi sağlık problemlerinden dolayı Pergamon’a dönmek zorunda kalmış ve daha önce eğitim almış olduğu Asklepion sağlık merkezinde tedavi edilmiştir. Tedavisini tamamladıktan sonra tekrar Roma’ya çağrılan Galen, saray hekimliği görevini burada sürdürmeye devam etmiştir. Galen ömrünün geri kalan kısmını Roma’da geçirmiş ve bu dönemde birçok eser yazmıştır. Fakat bu eserler Roma’da çıkan bir yangın sonucunda Aristo başta olmak üzere birçok ünlü düşünürün eserleri ile birlikte kendi eserleri de yanmıştır. 216 yılında ise Galen hayatını kaybetmiştir.
Galen’in Çalışmaları
Galen hastalıklar karşısında müthiş bir gözlemleme gücüne sahipti. Öncelikle hastalıkları incelerken anatomi bilgisi sayeinde rahatsızlıkların sebebini kolay bir şekilde saptayabiliyordu. Çünkü galen bir hastalığın iyi analiz edilmeden tedavi edilmesinin mümkün olmadığını savunuyordu. Anatomiyi öğrenmek için hayvanlar üzerinde yapmış olduğu deneyler sayesinde insanların hastalıklarını da tedavi edebiliyordu. İncelemiş olduğu anatomiler sonucunda kas ve kemik yapıları hakkında birçok bilgiye ulaşmış, kalp kapakçıklarını en detaylı şekilde tanımlayabilmiştir. Damalar arasındaki farklılıkları tespit ederek toplar damarlar ve atar damarların bir birinden farklı görevleri olduğunu ilk ortaya çıkaran kişi olarak bilinmektedir. Yine anatomi çalışmaları sayesinde o güne dek kalbin hava taşıdığı iddia edilirken Galen, kalbin görevinin hava pompalamak olmadığını, kan pompaladığını kanıtlamış ve kendisinden önceki hekimlerin bilgilerinin yanlış olduğunu ispatlamıştır.
Tıp biliminin yanında Felsefe üzerine de çalışmalar yapmış olan Galen’in birçok eseri kilise tarafından kabul edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Yorum Yok