Deri Hastalığı Olan Kişiye Yaklaşım
Deri hastalığı olan kişinin muayenesindeki zorluklar, normali anormalden ayırt etmek, önemli bulguları önemsiz olanlardan ayırt etmek, uygun bulgu ve belirtileri birlikte ele alarak uygun bir ayırıcı tanı yapmaktır. Vücudun en büyük organının görünür olmasının onu muayene eden için hem avantajı hem de dezavantajı vardır. Avantajlıdır , çünkü büyüteç dışında herhangi bir alet gerekmez ve deriden kolaylıkla biyopsi alınabilir. Bununla birlikte muayeneyi yapan kişi, çeşitli uyaranlar ile karşı karşıyadır ve sistemik hastalıklar ya da deri hastalıkları için önemli olan ancak güçlükle fark edilen bulguları gözen kaçırabilir. Bazı deri hastalıklarının birbiri arasındaki renk ve biçim değişiklikleri, bazen fark edilecek kadar az olabilir. Deri lezyonlarının yorumlanmasına yardım etmek için, deri hastalıklarını tanımlayan ve ayırıcı tanıyı formülleştiren çeşitli tanımlayıcı terimler geliştirilmiştir.
Deri muayenesinde genellikle öykü almadan önce hastayı değerlendirmek önerilir. Kuşkusuz tüm deri yüzeyi değerlendirilir ve özel bulgular uyumlu öykü verileri ile bütünleştirilir. Deri muayenesinde herhangi bir deri hastalığı dört temel özelliğine önem verilmelidir: döküntünün dağılımı, ilk hastalıklar, bireysel deri hastalıklarının biçimi ve hastalıkların dizilimi. İlk muayenede hastanın olanaklı olduğunca soyunması önemlidir. Böylece önemli bireysel deri lezyonlarının gözden kaçırılması olasılığı en aza inecektir ve döküntünün dağılımını doğru olarak değerlendirme olanaklı olacaktır. Hastaya önce yaklaşık 1.5-2 metrelik (4-6 ayak) bir uzaklıktan bakılmalıdır, böylece derinin genel özellikleri ve lezyonların dağılımı değerlendirilebilir. Gerçekten, lezyonların dağılımı çoğunlukla tanı ile yüksek düzeyde uyum gösterir.
Şimdi bazı deri hastalıklarının tanımlarını inceleyelim.
Makül: Çevredeki deriye göre kabarık olmayan, 2 cm’den küçük çapta, düz, renkli bir lezyon. Bir “çil” maküldür.
Yama: Çevredeki deriye göre renk farkı gösteren, geniş (2 cm’den büyük), düz bir lezyon. Makûlden tek farkı büyüklüğüdür.
Papül: Çevredeki deriye göre kabarık olan ve bu nedenle elle hissedilebilen, 1 cm’den küçük çapta, küçük, katı bir lezyon (örn, aknedeki beyaz baş).
Nodül: Çevredeki deriye göre kabarık olan, daha büyük (1-5 cm), katı bir lezyon. Papülden tek farkı büyüklüğüdür.
Tümör: 5 cm’den büyük çapta, katı, kabarık bir oluşum.
Plak: Geni; (1 cm’den büyük), düz yüzlü kabarık bir lezyon; sınırları belirgin olabilir ya da çevredeki deriye doğru yavaş yavaş açılır
Vezikül: Çevredeki deriye göre kabarık olan, 1 cm’den küçük çapta, sıvı dolu bir lezyon. Sıvı çoğunlukla görülebilir ve lezyonlar çoğunlukla büyüktür [örn. zehirli sarmaşık ile oluşan alerjik dermatitteki veziküller],
Püstül: Lökositler ile dolu olan bir vezikül. Not: Püstüllerin bulunması her zaman bir infeksiyonun varlığım işaret etmez.
Bül: Sıvı dolu olan, kabarık, çoğunlukla 1 cm’den büyük çapta bir lezyon.
Kist: Yumuşak, kabarık, yan katı ya da sıvı içerik ile dolu olan, kapsüllü bir lezyon.
Kabartı: Genellikle kısa süreli dermal ödemi yansıtan, kabarık, eritemli bir papül ya da plak.
Telanjiektazi: Genişlemiş, yüzeysel kan damarları.
Lezyonların şekli de önemli bir özelliktir. Düz, yuvarlak, eritemli (kılcal damarlarda kan toplanması sonucunda derinin kızarması.) papüller ve plaklar birçok deri hastalığında sık görülür. Bununla birlikte eritemli plakların bir kısmını oluşturan hedef şekilli lezyonlar için özeldir. Aynı şekilde bireysel lezyonların dizilimi de önemlidir. Eritmeli papüller ve veziküller birçok durumda oluşabilir, fakat bunların özel olarak bir sırada dizilmeleri, ya da başlangıç iltihaplı deri hastalığı gibi bir dış etiyolojiyi düşündürür
Tıbbın diğer dallarında olduğu gibi, aşağıdaki özelliklerin üzerinde durmak için tam bir öykü alınmalıdır;
Yorum Yok