Soğuk algınlığı nedir? Bitkisel çözümler hakkında yorumlarımız;
Herkesin sandığının aksine soğuk algınlığı ne mikrobik ne de viral bir hastalık değildir. Aslında soğuk algınlığı nezle ve griple beraber seyreden kronik (yani uzun süreli) bir rahatsızlık olarak görülmektedir. Adından da anlaşılacağı üzere tamamen soğukta kalma ile görülebilecek bir rahatsızlık sayılabilir.
Soğuk algınlığı genellikle nezle ve gribin başlangıcı olarak düşünülür. Eğer tam da bu dönemlerde soğuk algınlığı ile mücadele yapılmazsa rahatsızlık gribe veya nezleye çevirebilir ve daha ileri giderek farklı sorunlar ortaya çıkarabilir.
Genellikle soğuk algınlığı şiddetli burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma veya nadiren öksürme ile başlamaktadır. Bu belirtiler görülmeye başlandığı andan itibaren hastada belirgin bir halsizlik görülür ve rahatsızlık başlar. Bunun yanında en çok rahatsız edici durum ise ateştir. Küçük yaştaki çocuklarda görülen ateşlerde ciddi problemler ortaya çıkabilir. Bunun yanında bir diğer belirti de aşırı yorgunluktur. Aşırı yorgunluk insanların iş hayatından başlayarak normal yaşantısında bile problemler yaratabilir. Bu yüzden soğuk algınlığına yakalanmamak bizler için çok önemli bir durumdur.
Soğuk algınlığında daha seyrek olarak şu hastalıklar görünür.
Daha seyrek görülen belirtiler ise şunlardır:
İşte tam da bu dönemler de kullanılacak olan antibiyotikler aslında hiçbir işe yaramamaktadır. Çünkü hastalık tam olarak mikrobiyel bir hastalık değildir ve rahatsızlık sonrasında da içilen antibiyotiklerin öldüreceği, üremesini engelleyeceği herhangi zararlı bir mikrop, bakteri bulunmamaktadır. Tedavi de ilaç kullanmak yerini bedenimiz sıkıca elbiselerle sarıp korumak daha iyidir. Ayrıca ek olarak safran, ada çayı, ahu dudu, aslan pençesi ve melisa içmekte çok yararlıdır. Soğuk algınlığına neden olan virüs kendini soğuktan koruyabiliyor. Bu yüzden daha başka rahatsızlıklara sebebiyet vermemek amacıyla daha iyi bir tedavi uygulamak şarttır.
Hastalığın tedavisinde antibiyotik kullanımından ziyade daha çok antiviral ilaçlar kullanılmalı ve virüslerin meydana getirebileceği bazı hastalıkların önüne geçilmelidir. (örneğin grip, nezle ve benzeri.)
Soğuk algınlığı hakkında tedavi yöntemlerinden birisi de aşılamadır. Aşılama çoğu hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da en belirgin tedavi yöntemlerinden birisidir.
Soğuk algınlığının tedavisi de nedene yönelik olarak yapılabilir. Çünkü soğuk algınlığına birçok virüs neden olabilir. Yapılan birçok araştırmada hava soğukluğunda soğuk algınlığının başlangıcı ve ilerlemesi gibi durumların ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. İşte bu sebeplerden yola çıkarak soğuk algınlığını önlemek için bizimde yapmamız gereken şeyler vardır.
Bunlardan bazıları kalın giyinmek ve vücudumuzu kış aylarında ıslak bırakmamaktır. Kış aylarında vücudumuzu ıslak bırakmamız gerekmektedir. Kalın giyinip dışarıya öyle çıkmak farzdır. Çünkü belinize ya da vücudunuzun herhangi bir bölümüne değecek bir soğuk hava sizleri hasta edebilir.
Soğuk algınlığının neden olduğu diğer hastalıklarda vardır. Bu hastalıklardan bazıları çok kötü bir rahatsızlığa yol açabilir.
Bu komplikasyonlara değinecek olursak;
Soğuk algınlığından en başta korunması gereken kişiler çocuklardır. Çünkü bağışıklık sistemleri tam olarak oluşmadığından gerekli şekilde kendilerini koruyamıyorlar. Bu yüzden aşılama en çok çocuklarda işe yaramaktadır. Soğuk algınlığı için erken önlemler almak bizlerin açısından en önemli koruyucu önlemlerin başında gelmektedir.
Her zaman hastalıklar kendimizi korumamız gereklidir. Sonradan yapılan tedaviler bazen boşa olabilir ya da bizlere daha masraflı olabilir.
Yorum Yok