Sarılık(İkter)
Sarılık ya da ikter, bilirubin birikmesine bağlı olarak dokularda oluşan sarımsı renk değişikliğidir. Dokularda bilirubin birikimi yalnızca kanda bilirubin miktarının fazla oluşunun varlığında ve bir akciğer hastalığında ya da daha az sıklıkta kan hastalığı olan kişilerde görülmektedir. Hastanın vücut sıvılarındaki bilirubin artış miktarı, fizik muayene ve gerekli tetkiklerle hesaplanır. Serum bilirubin düzeyindeki hafif artış en iyi göz sklerasının muayenesiyle hesaplanır. Skleral ikter varlığı, serum bilirubin düzeyinin en az 3 mg/dl olduğunu gösterir. Eğer muayene odası flörasan ile aydınlatılmamışsa, sklerada sarılığın saptanması çok güç olabilir. Eğer sklera muayenesinde bir sonuç çıkmazsa, muayeneyi yapan doktor diğer bir uygulama olan dilaltı muayenesi yapar. Kan sıvısındaki bilirubin düzeyi yükseldikçe ince cilde sahip kişilerde deri giderek sarı bir renk alır, hatta bu süreç uzarsa fazla bilirubin birikmesi sonucu deri yeşilimsi bir renk alır. Bu renk değişikliği hastalığın ciddiyetinin farkında olunması gerektiğini göstermektedir.
Derideki sarımsı rengin yeşilimsi bir renge dönüşümünün tanısı sınırlıdır. Bunun nedenlerinin başında karotenoderma ve quinacrine isimli ilaçların kullanımı olarak bilinmektedir. Karotenoderma, birikmiş karotenin deriye sarımsı renk vermesidir, sağlıklı bireylerin havuç, yapraklı sebzeler, bal kabağı, şeftali ve portakal gibi karoten içeriği fazla besinleri aşırı miktarda tüketmelerine bağlı olarak görülmektedir.
Kandaki bilirubin miktarı arttığında bir diğer göze çarpan değişiklik ise idrar renginin koyulaşmasıdır. Bu durum fazla miktarda bilirubinin böbreklerden süzülerek atılmasına bağlıdır. Hastalar sıklıkla doktora idrarının çay ya da kola renginde olduğunu söylerler. İdrarda bilirubin miktarının fazla olması bir karaciğer hastalığının varlığını gösterir.
Sarılıkta Öykü
Tam bir öykü, açıklanamayan sarılığın değerlendirilmesinin belki de en önemli öğesidir. Herhangi bir kimyasala maruz kalma veya ilaç kullanımı; doktor reçetesiyle alınmış ilaçlar, ya da bitkisel, vitaminler ya da tezgah üstü ajanlar alınımı dikkatli bir biçimde sorgulanmalıdır. Kan transfüzyonları, damar yolunda ilaç kullanımı, döğme ya da seksüel aktivite gibi olası durumlarda sarılığa sebebiyet verebilir. Yakın zamanlarda seyahat etme durumu, sarılıklı hastalarla bir arada olunup olunmadığı, kirlenmiş gıda kullanımının olup olmadığı, mesleksel olarak bazı kimyasallara maruz kalma durumu, alkol kullanım durum ve sarılığın başlangıç süresi hekimin bilmesi gereken en önemli şeylerdir.
Eşlik edebilecek eklem ağrısı, kas ağrısı, ateş, kaşıntı, döküntü, iştahsızlık, kilo kaybı, idrar ve gaita değişiklikleri gibi belirtilerin olup olmadığı da öğrenilmelidir.
Genel değerlendirmelerde hastanın beslenme durumu da göz önünde bulundurulur. Kaslarda küçülme, pankreas kanseri veya karaciğer sirozu gibi uzun süreli bir hastalığı düşündürür.
Hastanın fiziksel muayenesinde, karaciğerin büyüklüğü ve kıvamı, dalağın büyüyüp büyümediği ve asit olup olmadığı belirlenmelidir. Sirozlu bir hastanın karaciğerinin sol lobu büyümüştür ve dalakta da ufak çaplı büyümeler görülmektedir. Eğer karaciğerde bütünüyle bir büyüme söz konusu ise karaciğer büyük bir kitle olduğunun kanıtı ortaya çıkar.
Sarılık oluşturan hastalıkları söylemek gerekirse;
Yorum Yok