Kilo Kaybı
Önceden sağlıklı olan bireylerde istem dışı anlamlı kilo kaybı sıklıkla altta yatan sistemik hastalığın habercisidir. Bu yüzden rutin anamnez sırasında kilo değişiklikleri daima sorgulanmalı; 6-12 aylık bir sürede %5 kilo kaybı var ise ileri araştırma yapılmalıdır.
Normal bireylerde ağırlık, günlük kalori alımı ve aktivite düzeyinde çok değişiklikler olmasına rağmen çok dengeli bir noktada tutulur. Enerji deposunun korunmasının fizyolojik öneminden dolayı İstemli kilo kaybını başarmak ve sürdürmek zordur.
İştah ve metabolizma hormonal faktörlerin karışık ağı tarafından düzenlenir. Bu süreçte yeme ve tokluk merkezi rol oynar.
Enerji kullanımında harcanan enerji kullanışı, alınan kalori miktarını aştığı zaman kilo kaybı meydana gelir. Daha ziyade bireyler aldıkları enerjinin yaklaşık yansını vücut ısısının idamesi gibi bazal işlemlerde kullanırlar. 70 kg ağırlığındaki bir kişi bazal aktivite için günde takriben 1800 kalori tüketir. Her ne kadar sporcular kuvvetli egzersiz sırasında %50’den daha fazlasını kullanabilseler de alınan kalorinin takriben %40’ı fiziksel aktivitede kullanılır. Takriben alınan kalorinin %10’u gıdaların sindirim, emilimi ve metabolizması ve diyet sırasında kullanılır.
Kilo kaybının mekanizmaları, gıda alımının azalması, kalori kaybı ve enerji ihtiyacının artmasıdır. Ağırlık değişimi doku kitlesi veya vücut sıvı içeriğindeki değişikliklerin bir yansıması olabilir.
Gıda alınımı görsel, koku ve tat uyaranlarının yanı sıra genetik, psikolojik ve sosyal faktörler gibi birçok faktör etkileyebilmektedir. Pankreas yetmezliği, çölyak hastalığı, barsak tümörleri, radyasyon haşan, inflamatuar barsak hastalıkları, infeksiyonlar veya ilaç etkisinden dolayı emilim bozulabilir. Gaita sıklık ve yoğunluğundaki değişiklikler bu hastalıkları telkin edebilir. Kusma veya diyare, şeker hastalığı olan hastalarda glukozüri, veya fistül drenajından dolayı da kalori kaybı olabilir. İstirahatteki enerji tüketimi yaş ile azalır ve tiroid durumundan etkilenebilir. 60 yaş dolayından başlayarak, vücut ağırlığı her yıl ortalama %0.5 oranında azalır. Vücut kompozisyonu yaşla birlikte kas kitlesinde azalma ve yağ dokusundaki artmadan dolayı yaşlanmadan da etkilenir.
ANLAMLI KİLO KAYBI
İstemsiz kilo kaybı, özellikle yaşlılarda nadir görülen bir durum değildir ve artmış morbidité ve mortalité ile birliktedir ancak eşlik eden durumlar göz önünde bulundurulmalıdır. Özel çalışmalar, istemsiz kilo kaybının takip eden 18 ay içerisinde %25 mortalité ile ilişkili olduğunu belirtmiştir. Yaşlılardaki anlamlı kilo kaybının retrospektif çalışmaları mortalité oranlarının 2-3 yıllık dönemde %9-38 olduğunu göstermiştir.
Kilo kaybı olan kanserli hastaların performans durumu, kemoterapi yanıtlan ve ortalama yaşam süreleri düşüktür.
Belirgin derecede kilo kaybı infeksiyona da yatkınlık yaratır. 6 ay içerisinde 4,5 kg dan fazla kilo kaybı olan ve elektif cerrahi uygulanan hastalarda cerrahi mortalité oranlan daha yüksektir. Vitamin ve beslenme yetersizliği de anlamlı kilo kaybına eşlik edebilir.
KİLO KAYBI NEDENLERİ
Kilo kaybının olası nedenlerinin listesi çok uzundur.. Yaşı ileri olanlarda, kilo kaybının en fazla görülen nedenleri depresyon, kanser ve geçici gastrointestinal hastalıklardır. Akciğer ve gastrointestinal kanserler kilo kaybı ile başvuran hastalarda en sık görülen hastalıklardır. Genç bireylerde ise diabetes mellitus (diabet hastalığı), hipertiroidizm (tiroid bezi büyümesi), yeme bozukluklarım da içeren psikiatrik bozukluklar ve özellikle de HIV olmak üzere enfeksiyonlar da düşünülmelidir.
İstemsiz kilo kaybının nedenleri nadiren aşikardır. Dikkatli bir anamnez ve fizik muayene ve bunlarla bağlantılı tanısal testler, hastaların %75’inde kilo kaybının nedenlerini tanımlayacaklardır. Geri kalan hastalarda ise yoğun testlere rağmen kilo kaybının etiyolojisi belirlenemeyecektir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda negatif bulgulara rastlananlar organik hastalıkları olanlardan daha düşük mortalité hızına sahip olma eğilimindedirler.
Tıbbi nedenli kilo kaybı bulunan hastalar genellikle bir organ sisteminin işe karıştığını düşündürten belirti ve bulgular gösterirler. Pankreas ve karaciğerinkiler de dahil olmak üzere gastrointestinal tümörler, hastalığın erken döneminde besin alimini etkileyerek diğer belirtiler ortaya çıkmadan kilo kaybının belirginleşmesine neden olurlar. Akciğer kanseri, dispne veya öksürük ve hemoptizi ile kendini gösterebilir, bununla birlikte sessiz de olabilir ve sigara içme öyküsü olmayan da dahi akla gelmelidir. Depresyon ve izolasyon özellikle ileri yaşlıda belirgin bir kilo kaybına neden olabilir. Kronik pulmoner hastalıklar ve konjestif kalp yetmezliği anoreksi oluşturabilir ve istirahat enerji harcamasını arttırabilir. Kilo kaybı, HIV enfeksiyonu, tüberküloz ve enfeksiyonlar gibi enfeksiyon hastalıklarının başlangıç belirtisi olabilir.
Kilo Kaybı Nedenleri ve Kullanılan İlaçlar
Kanser | İlaçlar |
Endokrin ve metabolik | Antibiyotik |
Hipertiroidizm | Anti-inflamatuar |
Diabetes mellitus | Serotonin inhibitörleri |
Feokromasitoma | Metformin |
Adrenal yetmezlik | Levodopa |
Gastrointesünal hastalıklar | ACE inhibitörleri |
Malabsobsiyon | Diğer ilaçlar |
Obstrilksiyon | Ağız ve diş hastalıkları |
Pernisyöz anemi | Yaşa bağlı faktörler |
Kalp hastalıkları | Psikolojik değişiklikler |
Kronik iskemi | Tat ve koku duyusunda azalma |
Kronik kalp yetmezliği | Fonksiyonel yetmezlik |
Solunum hastalıktan | Nörolojik nedenler |
Amfizem | İnme |
Kronik akciğer hastalığı Parkinson Hastalığı | |
Böbrek yetmezliği | Nöromüskiiler hastalıklar |
Romatolojik hastalıklar | Demans |
İnfeksiyonlar | Sosyal nedenler |
HİV | Tecrit |
Tüberküloz | Ekonomik .sıkıntı |
Parazitik infeksiyon | Psikiyatrik nedenler |
BakteriyeI endokardit | DepresyonAnksiyete
Yoksunluk Alkolizm Yeme hastalıkları Artmış aktivite |
Hastaya Yaklaşım
Yoğun bir değerlendirmeye başlamadan önce, kilo kaybının olduğunun kanıtlanması önemlidir. Ciddi bir kilo kaybı olduğunu söyleyen hastaların hemen hemen yansının ağırlıkları objektif olarak ölçüldüğünde kilolarında gerçek bir değişim göstermemişlerdir. Eğer kilo kaybı varsa, çabalar hangi zaman aralığında bunun oluştuğunu anlamaya yönelik olmalıdır. Bir belgelemenin mümkün olmadığı durumlarda ise, kemer deliklerindeki ya da elbiselerin uymasındaki değişimler kilo kaybını kanıtlayabilir. Nadiren olmamakla birlikte, uzamış bir kilo kaybına uğramış hastalar bunun olduğunun da farkında değillerdir. Muayeneler sırasında kilo kaybının rutin belgelemesi bu nedenle önemlidir.
Sistemlerin gözden geçirilmesi kilo kaybına neden olan ve sık görülen bozuklukların belirti ve bulgularına odaklanmalıdır. Bunlar arasında ateş, ağrı, nefes darlığı veya öksürük, çarpıntı, idrar yapma sıklığındı değişiklikler ve nörolojik hastalıklar bulunmaktadır.
Yemek yemede zorlanma, bulantı ve dışkılama alışkanlığındaki değişikliklerin de içinde olduğu gastrointestinal bozukluklar araştırılmalıdır. Sigara, alkol ve diğer ilaç kullanımları da araştırılmalıdır ve hastalar daha önceki hastalıklar ya da ameliyatlar olduğu kadar aile üyelerindeki hastalıklar yönünden de sorgulanmalıdır. HIV enfeksiyonu için risk faktörleri de araştırılmalıdır. Depresyon belirtileri, bulgular ve besin alimim etkileyecek mali konulan da içeren sosyal faktörler de değerlendirilmelidir.
Fizik muayeneye kilonun belirlenmesi ve vital bulguların belgelenmesi ile başlamalıdır. Deri kızarıklık, sarılık, turgor, daha önceki ameliyatlara bağlı izler ve sistemik hastalıkların işaretçisi belirtiler açısından incelenmelidir. Ağızda mantar ya da diş hastalıkları, tiroid bezi genişlemesi ve kardiyak anomalilerin araştırılması ve abdomenin detaylı bir muayenesi genellikle daha ileri bir değerlendirme için ipuçlarını sağlar.
Prostat muayenesinin de içinde olduğu rektal muayene ve gizli kan için gaitanın araştırılması erkeklerde yapılmalıdır; tüm kadınlarda ise, histerektomi (rahim alınması) yapılmış da olsa, pelvik muayene yapılmalıdır.
Muayenelerde durum değerlendirilmesi ve depresyon taramasını içermelidir. Laboratuar testleri hastanın öyküsünden ya da fizik muayenesinden çıkarılan olası tanıyı desteklemeli ya da ekarte etmelidir. Testlerin ilk aşaması tam kan sayımı, ayırıcı olarak da glukoz, elektrolitler, renal ve karaciğer testleri, kalsiyum, tiroid stimulan hormon (TSH) serum biyokimyasını, idrar tahlilini ve akciğer röntgenini içermelidir. HIV enfeksiyonu için risk altındaki hastalarda HIV antikor testleri de yapılmalıdır. Tüm vakalarda, cinsiyet ve yaş grubu için uygun olan mammogram ve Pap yayması gibi önerilen kanser tarama testleri güncellenmelidir. Eğer gastrointestinal belirtiler ve bulgular varsa, üst ve/veya alt endoskopi ve bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik resonans görüntüleme (MRG) ile yapılacak abdominal bir görüntüleme, kilo kaybı olan hastalarda daha yüksek oranda görülen gastrointestinal bozukluklarda göreceli olarak yüksek derecede bulgu verecektir. Eğer kilo kaybı için bir etyoloji bulunamazsa, sürekli yönetimsiz bir test yapmaktansa dikkatli bir takip daha anlamlıdır.
Yorum Yok