Diare ve Konstipasyon (İshal ve Kabızlık )
Diare ve konstipasyon (ishal ve kabızlık) son derece yaygın görülen, tıbbi kaynakların tüketimi, işgücü kaybı açısından önemli bir sorundur. Tüm dünyada, bir milyardan fazla insan yılda bir veya daha fazla akut diare epizodundan yakınır. ABD’de geçici diareden etkilenen yıllık 100 milyon kişiden yaklaşık yarısının aktiviteleri kısıtlanır, %10’u doktora müracat eder, 250.000’i hastaneye yatış gerektirir ve daha çok yaşlılar olmak üzere hemen hemen 3000’i ölür. Topluma getirdiği ekonomik yük 20 milyar dolardan daha fazladır. Yetersiz koruma ve sağlık hizmetlerine sınırlı erişim gibi sebeplerden dolayı gelişmekte olan ülkelerde akut enfeksiyöz diareler en önemli mortalité sebebi olarak kalmaya devam etmektedir, özellikle çocukluk çağında yıllık 5-8 milyon ölümden sorumludur.
Kronik (Kalıcı) diare ve konstipasyon ile ilişkili toplumsal istatistikler, muhtemelen tanımlanma ve bildirimdeki değişkenliklerden dolayı daha kuşkuludur, fakat hu durumların sıklığı yine de yüksektir. ABD toplum çalışmaları göz önüne alındığında kronik diare prevalansı (toplumda aynı süre içinde belli bir hastalığa tutulanların sayısı.) %2-7, kronik konstipasyon prevalansı ise %3-17’dir. Diare ve konstipasyon pratisyen hekimler ve dahiliye uzmanlarına başvuran hastaların en sık şikayetidir ve gastroenteroloji uzmanlarına sevk edilen hastaların %50’sini oluştururlar.
Diare ve konstipasyon bir taraftan sıkıntı veren bir semptom(belirti) olabileceği gibi, öte yandan şiddetli veya hayatı tehdit edici bir hastalığa bağlıda olabilir. Hafif semptomlar bile kolorektal (kolonun rektuma yakın bölümü) kanser gibi gastrointestinal bir hastalığın veya tiroid hastalıkları gibi sistemik bir bozukluğun işareti olabilir.
NORMAL FİZYOLOJİ
İnsanlarda ince barsaklar ve kolon, su ve elekrolitlerin emilimini ve sekresyonu, içeriğin transferi ve depolanması ve ince barsaklarda absorbe edilmeyen karbonhidratların bakteriyel metabolizmasından sonra bazı besinlerin kurtarılması gibi önemli fonksiyonlara sahiptir. Sıvı ve elektrolit dengesindeki değişiklikler diareye ciddi bir biçimde katkıda bulunur. Kolonun motor ve duygusal fonksiyonundaki bozukluklar alıngan barsak sendromu, kronik diare ve konstipasyon gibi sık görülen sendromlara yol açar.
Günlük ortalama 9 litre sıvı gastrointestinal sisteme girer, yaklaşık 1 litre rezidüel sıvı kolona ulaşır, gaitada günlük sıvı atılımı yaklaşık 0.2 L/gün’dür. Kolon büyük bir genişleme kapasitesi ve fonksiyonel reserve sahiptir ve günlük 0.8L/gün olan alışılmış hacmini dört kata kadar arttırabilir, sağlanan akım hızı reabsorbsiyona olanak sağlar böylece kolon ince barsaklara ait absorbtif ve sekretuar bozuklukları bir ölçüde kompanse (durgunlaşma) edebilir.
Kolonda sodyum emilimi daha çok elektron düzeyindedir, emilim apikal membranda olur, aynı zamanda sodyum pompasının pompalama fonksiyonu ile kompanse (kontrol) edilir. Angiotensin ve aldosteron aynı zamanda kolondaki absorbsiyonu (emilimi de) da etkiler, bu durum distal kolon epiteli ve renal tübüllerin ortak embriyolojik gelişimini yansıtır.
Diare
Tanım; Diare, şekilsiz ve sıvı gaitanın (dışkının) artmış sıklıkta anormal bir şekilde rahatsızlık veren durumudur. Batı diyeti alan erişkinlerde günlük gaita miktarının 200 g üzerine çıkması ishal olarak adlandırılır. Tanısal yaklaşımlar açısından süre önemli olduğundan dolayı diarenin süresi 2 haftadan az ise akut, 2-4 hafta arasında ise orta derece, 4 haftanın üzerindeyse kronik olarak tanımlanabilir.
Akut diare vakalarının %90’ından fazlası enfeksiyöz ajanlarla olur, bu vakalarda genellikle bulantı, ateş ve karın ağrısı eşlik eder. %10’luk kısım, ilaçlar, toksik gıdaların alımı, iskemi ve diğer durumlara bağlıdır.
Akut (Geçici) diare belirtileri;
Diğer Sebepler; Akut diarenin enfeksiyon olmadan olan sebepleri oranında en yaygını ilaç kullanımıdır. Hastalarda ilaç kullanımı ile semptomların başlangıcı arasında bir ilişki varsa, bu etyolojiden düşünülebilir. Bir çok ilaç diare oluşturmasına rağmen en fazla suçlananlar, antibiyotikler, kardiak antiaritmikler (kalp atımı düzenleyiciler), antihipertansifler (yüksek tansiyon düzenleyiciler), antiinflamatuar(enfeksiyon ilaçları) ilaçlar, bazı antidepresanlar(Depresyon ilaçları), bronkodilatörlerdir (solunum yolu açıcılar). İskemik kolit, tipik olarak 50 yaşın üzerindeki kişilerde olur, başlangıçta sulu, daha sonra kanlı diare ile birlikte alt kadranlarda akut başlangıçta karın ağrısı vardır ve genellikle sigmoid veya sol kolonda akut enfeksiyon ile sonuçlanır.
Hastaya Yaklaşım
Akut diareyi tetkik etmeye karar vermede diarenin şiddeti ve süresi ile konakçıya ait faktörler önemlidir. Bir çok akut diare atağı hafif ve kendi kendini sınırlayan tiptedir. İleri tetkik gerektiren durumlar şunlardır; dehidratasyona yol açan büyük volümlü diare, kanlı diare, ateşin 38.5° C’nin üzerine çıkması, 48 saatten fazla devam etmesi, toplum sağlığını ilgilendiren salgınlar, 50 yaşın üzerine şiddetli karın ağrısı ile birlikte olması, yaşlılar (70 yaşın üzerinde ve immün sistemi baskılanmış hastalar). Fekal lökositoz ile birlikte orta derecede şiddetli febril diaresi olan (veya laktoferrin ya da calprotectin gibi fecal lökosit proteinleri artmış olan) bazı hastalarda tanısal değerlendirme yerine ampirik antibiyotik tedavisi yapılabilir.
Akut Diarede Tedavi
Akut diarenin tüm formlarında tedavinin temeli sıvı ve elektrolit tedavisidir. Hafif vakalarda sadece sıvı replasmanı yeterli olmayabilir. Oral şeker-su solüsyonları (sporcu içecekleri veya özel hazırlanmış içecekler) şiddetli diaresi olan hastalarda esas ölüm sebebi olan dehidratasyonu engellemek için hemen başlanmalıdır. Şiddetli dehidratasyonu olan hastalarda özellikle çocuklar ve yaşlılarda, intravenöz dehidratasyona ihtiyaç vardır.
Orta derecede şiddetli, ateşi olmayan ve gaitada kan olmayan hastalarda bazı ajanlar semptomların kontrol edilmesinde yararlı olabilir. Ateşli dizanterilerde bu tür ajanlardan kaçınılmalıdır, kullanımları hastalığın uzamasına ya da alevlenmesine yol açabilir. Bir ajan (bizmut) ishal ve kusma semptomlarını hafifletebilir ancak bizmut ensefalopatisi riskinden dolayı immün sistemi bozuk hastalarda kullanılmamalıdır.
Akut diare vakalarında antibiyotiklerin doğru kullanımı hastalığın şiddeti ve süresini azaltabilir. Birçok klinisyen, orta ve şiddetli febril dizanterisi olan hastalan, tanısal değerlendirme yapmadan ciprofloksasin gibi (500 mg günde 2 kez, 3-5 gün) bir kinolon ile tedavi eder.
TibbiYardim.com Yazarı
Şahin
Yorum Yok