Burunun mukozal yüzeyinin enfeksiyonları genellikle respiratuar virüslere bağlıdır ve akut rinit olarak görülür. Birçok nadir kronik intranazal hastalık da vardır. Ozena veya atrofik rinit kötü kokulu kuru kabuklarla örtülü atrofık mukoza ile karakterizedir (yunanca ozein= pis koku). Nazal kültürlerden sıklıkla klebsiella ozena izole edilmesine rağmen bunun neden mi olduğu yoksa sadece kolonize mi olduğu belirgin değildir. İntranazal olarak aminoglikozidler (öz. oftalmik tobramisin) ile irrigasyon veya oral siprofloksasin uygulaması bazı vakalarda klinik iyileşme sağlamaktadır. Klebsiella rinoskleromatis rinoskleromaya neden olur. Afrika, Asya ve Latin Amerikalılarda görülen üst solunum yolu mukozasının kronik granülomatöz bir hastalığıdır. HIV pozitif iki hastada da tanımlanmıştır. Miculiez hücreleri (köpük histiyositleri) biyopsi spesmenlerinin submukozasında görülür. Rinoskleroma iki aylık streptomisin, trimetoprim- sulfometoxazol, kinolon veya tetrasiklinler ile tedavi edilebilir. Pseudumoııas mallei atların solunum yolu hastalığı olan bez iltihabına neden olabilir. İnsanlarda enfeksiyon nadirdir, nazal inokulasyon pürülan nazal akıntıya neden olur ve burun içi granülomatöz lezyonlar ve ülserasyon takip edebilir. Tedavisi sulfadiazindir.
Soğuk Algınlığı
Soğuk algınlığı üst solunum yollarının kendi kendini sınırlayan viral bir hastalığıdır. Yetişkinlerde yılda iki, çocuklarda 6-8 defa sürülür. En sık neden %40 rhinovirüs ve %10 corona virüstür ,fakat parainfluenza virüs respiratuar sinsidyal virüs, influenza virüs ve adenovirüs de etken olabilir. Rhinovirüsün 100’den fazla değişik immünotipi vardır, bu da etkili tedavi veya aşıyı engeller. Soğuk algınlığı için spesifik tedavi yoktur, antihistaminikler, dekonjestanlar ve ipratropium bromid nazal sprayleri semptomlarda biraz azalma ya neden olur. Bir çalışmada iki saatte bir alman çinko glukonat pastillerinin semptom süresini azalttığı fakat %20 bulantı yaptığı bulunmuştur. C vitaminin soğuk algınlığından koruduğu henüz ispatlanmamıştır.
Sinüzit
Paranazal sinüsler yüz kemiklerindeki hava dolu boşluklardır ve nazal kavitenin uzantısı olarak gelişir ve boşluğu dış dünyaya açar. Maksiler ve etmoid sinüsler doğumda vardır, frontal ve sfenoid sinüsler sırasıyla 2 ve 7 yağından sonra gelişir. Burun gibi sinüsler de mukus üreten goblet hücreleri ve silyalı hücreler içeren solunum epiteli ile döşelidir. Mukus örtüsü silyaların hareketleri ile 1 cm/dk hızında sinüs ostiumlarına doğru taşınır. Ostiumlar küçüktür, Örneğin; etmoid sinüs ostiumu sadece 1-2 mm çapındadır. Mukosilier transport zamanındaki gecikme ve daha önemlisi ostiumun tıkanması sekresyonları birikmesine ve sinüzite neden olur.
Sinüzit genel bir problemdir. ABD’de yıllık olarak milyonlarca muayenehane geliş nedenidir. En sık görülen tipi maksiler sinüzittir, bunu etmoid, frontal ve sfenoid sinüzitler izler. Üst solunum yolu viral enfeksiyonun sadece %0.5’i akut bakleriyel enfeksiyona neden olmasına rağmen sinüzitin en sık başlatıcı nedenidir. Sinüzit primer olarak mukozal ödeme bağlı olarak ostium tıkanması sonucu gelişir. Viral üst solunum yolu enfeksiyonu mukus üretimini de artırır ve siliyalı hücrelere de zarar vererek mukus transport zamanında uzamaya yol açar. Alerjik rinitte mukoza ödemi veya polipIet ile ostium tıkanmasının diğer en sık nedenidir. Nazotrakeal veya nazogastrik entübasyon ostium tıkanması ile sonuçlanabilir ve yoğun bakım ünitelerindeki en sık hastane sinüziti için majör risk nedenidir. Diş enfeksiyonları maksiler sinüzitlerin %5-10’dur. Arka üst dişlerin kökleri (ikinci biküsbid, birinci ve ikinci molarlar) maksiller sinüsün tabanına bitişik olanlar bundan sorumludur. Sinüzitin diğer nedenleri derin deniz dalışlarındaki baro travma, uçak yolculuğu, mukus …anormallikleri (ör. Kistik fıbrozis) ve kimyasal irritanlardır. Yabancı cisimler, tümörler (ör. Midline granüloma, intranazal lenfoma ve yassı hücreli )ve granülomatöz hastalıklar ostium tıkanmasının semptomları pürülan nazal veya postnazal akıntı, nazal koojesyon ve sinüs ağrısı veya tutulan sinüs lokalizasyonuna göre basınç hissidir. Maksiler sinüs ağrısı genellikle yanakta veya üst diklerde, etmoid sinüzit ağrısı gözler arasında veya retroorbital ve sfenoid ağrısı yüzün üst yarısında veya occiputa yayılan retroorbital ağrı şeklinde algılanır. Sinüs ağrısı öne doğru eğildiğinde veya yüz üstü yattığında artar. Ateş akut maksiler sinüzitli hastaların yansında olur Tam Akut bakteriyel sinüzitin tanısı semptomları üst solunum yolu viral enfeksiyonlarına benzediği için zor konulabiliyor. Soğuk algınlığı semptomlarının 7-10 günden daha uzun sürmesi (veya belli kişilerde normalden uzun sürmesi) bazı otoritelere göre bakteriyel sinüzitin en sık görülen klinik şeklidir. Dört yönlü sinüs grafileri akut sinüzit tanısında yararlıdır. Radyolojik opasite, hava-sıvı seviyesi veya 4 mm’den büyük mukoza kalınlaşması aktif bakteriyel enfeksiyonlar ile çok iyi ilişkilidir. Sinüslerin bilgisayarlı tomografisi sıradan radyografilerden özellikle etmoid ve sfenoid hastalıklarında çok daha fazla duyarlıdır. Bu mutlaka komplikasyonlu vakalar veya hastaneye yatırılan hastalara saklanmalıdır.
Solunum Yolları Hastalıklarında Tedavi
Akut bakteriyel sinüzitin ampirik tedavisi sık görülen bakteriyel patojenlere göre seçilmelidir. Amoxicillin (günde 3 deta 500 mg oral, 10-14 gün) veya trimetohoprim sulfomethoxazolc ilk vakaların tedavisinde etkili olabilir. Bu bölümde verilen tedavinin dozajı ve süresi normal renal fonksiyonlu yetişkinler içindir ve çocuklara ve yetmezliği olanlara ve tedaviye cevaba göre uyarlannıalıdır. Diğer etkili fakat çok pahalı olan antibiyotikler amoxicilin/elavulonate, cefuroxim axetil ve claritromycindir. Tedavi 1-2 hafta verilmelidir. İntravenöz antibiyotik tedavisi ciddi hastalığı olan toksik görünümlü hastaların tedavisinde kullanılabilir. Nazokomial sinüzitlerde stafilococcıts aureus vc gram negatif basiller en sık etkendir ve sinüs kültürleri belirli bir tedavi amacıyla gereklidir. Başlangıç geniş spektrumlu İV tedavi (nafcillin ve ceftriaxone) kültür sonucuna göre değiştirilmelidir. Ciddi akut sinüzitler özellikle etmoid, trontal veya sfenoid sinüzitlerde başlangıç tedaviye cevap alınmadığı durumlarda ostiumu genişleterek kalın sekresyonlaruı drenajı için cerrahi gerekebilir.
Tibbiyardim.com Yazarı
Şahin
Yorum Yok