Çağımızın hastalığı olarak kendinden söz ettiren kanser, her geçen gün farklı bir boyutta karşımıza çıkıyor. Her gün yeni tedavi yöntemlerinin araştırıldığını ve farklı farklı önerilerin sunulduğunu bilmekteyiz.
Son dönemlerde yapılan tedavilerde başarı oranının arttığını görmekteyiz. Özellikle erken teşhisin önemi vurgulanır, tedavinin ilk ve en değerli kuralı olarak görülür. Aile geçmişinde kanser vakası görülenler, radyasyona uzun süre maruz kalanlar daimi kontroller konusunda uyarılıyorlar.
Şimdi kanser hastalarının ve hasta yakınlarının yüzünü güldürecek bir haber sunuyoruz. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Genel Başkanı aynı zamanda Dünya Kanser Kontrol Örgütü Yönetim Kurulu Üyesi Profesör Doktor Tezer Kutluk yaptığı açıklamada kanser türlerinin tamamında iyileşme oranında yükselme olduğunu ifade etmiş. Kadınların korkulu rüyası olan meme kanseri, erkeklerin kabusu prostat kanseri gibi türlerde iyileşme oranının %90’ları bulduğunu ve daha birçok kanser türü için %66 iyileşme oranının sağlandığı ifade edildi.
Hastalığın kronik olduğunu bilmekteyiz. Kanser tedavisi için cerrahi, kemoterapi ve radyoterapiden faydalanılıyor. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Genel Başkanı Profesör Doktor Tezer Kutluk, “Tüm kanserlerde iyileşme oranı yüzde 66’ya, ‘meme, testis, prostat, hodgkin’ gibi birçok kanser türünde ise iyileşme oranları yüzde 90’a ulaşmıştır. Birçok kanser türünün erken evrede tanımı yapıldığı zaman iyileşme şansı artıyor. Ayrıca, ülkemizde onkoloji alanında tedavi imkanları bulunmaktadır. Dolayısıyla hastaların yurtdışına gitmesi gerekmiyor. Kanser tedavisinde ‘hedefe yönelik tedavi’ dediğimiz, kansere yol açan mekanizmayı hedef alan moleküler tıbbın kazandırdığı ilaçlar artık bazı kanser türlerinde kullanılmaya başlamıştır. Bu gelişmelerin giderek daha da hız kazanması bekleniyor.” Dedi.
Tedbir amaçlı olarak vücuttaki ani şişliklerin, ele gelen bezelerin farkına varınca doktora gitmesi gerektiğini bilen halkımız kanseri daha yakından tanımaya başladı. Bu konuda konuşan Prof.Dr. Tezer Kutluk, “Vücudun herhangi bir yerinde açıklanamayan bir şişlik, idrar ve dışkı ile kanamalar, iyileşmeyen ve uzun süren morarmalar, uzun süren, düzelmeyen öksürük, ses kısıklığı, vücuttaki benlerde büyüklük ve renginde değişmeler ipucu olabilecek belirtilerdir. Bu belirtiler mutlaka kanser demek değildir ama hekime danışmayı gerektiren belirtilerdir” dedi.
Kanser konusunda daha bilgili bir toplum olmamız gerekmekte; çünkü erken teşhis hayat kurtarmakta. Daha bilgili olmamız gerektiğini üstüne basa basa vurgulayan Prof.Dr. Tezer Kutluk, “Genel olarak 50 yaşını geçen erkeklerin prostat ve kalın barsak kanseri için, 40 yaşını geçen kadınların ise meme ve serviks kanseri için kanser taramalarını yaptırmaları, bu 4 kanserin erken tanısı için önemlidir. Dünyada her yıl 12 milyon 700 bin kişi kansere yakalanıyor. Böyle giderse 2030 yılında bu rakam 13 milyon 200 bine ulaşacak. Ülkemizde de her yıl 150-200 bin kişi kansere yakalanıyor. ‘Globocan’ 2008 verilerine göre, ülkemizde erkeklerde akciğer, mide, mesane, prostat ve kolorektal kanseri, kadınlarda ise meme, kolorektal, mide, uterus ve akciğer kanseri sık görülen kanser türleri olarak açıklandı.” diye belirtti.
Sağlığımızın kıymetini onu kaybetmeden bilmeliyiz. Bunun için hepimizin artık ezbere bildiği zararlı şeylerden uzak durmamız gerekiyor. Bu zararlı şeylerin başında gelen sigara kanserin en iyi dostlarından biri. İçinde birçok zehri barındıran sigara maalesef ki toplumumuz fazlalıkla tüketilmekte. Çıkarılan yasalarla kısıtlamalar getirilse bile sigarayı bırakmayan kesim çoğunlukta. Bu konuya da değinen Prof.Dr. Tezer Kutluk, “Kanserin önlenmesi için tütünün yasaklanması gerekiyor. Çünkü tütün tek başına kanserin en önemli nedenidir, tüm kanserlerin üçte birinden sorumludur. Türkiye, bu açıdan çok önemli ve çok iyi bir noktaya gelmiştir. Tütün konusunda herkesin daha da duyarlı olması gereklidir. Ayrıca obezite konusu da önemlidir. Bu konuda da halkın bilgilendirilmesi gerekmektedir. Çünkü obezite ile bazı kanser türleri arasında ilişki vardır.” dedi.
Yorum Yok