Serboroid dermatit halk arasında bilinen adıyla kepek toplumda çok sık görülen bir hastalıklardan bir tanesidir.Toplumda yaygınlığı %6-7 dir. Özellikle 1 yaş altı çocuklarda ve Puberta ( Ergenlik ) çağındaki insanlarda çok sık görülmektedir. Hastalığın oluşumundan pitrosporum ovale isimli bakteri sorumlu tutlmaktadır. Ancak bu bakterinin yanında çeşitli henüz bulunamaya bazı faktörlerinde hastalığın gelişimine katkı sağladığı bilinmektedir.
Seberoid Dermatitli (Kepekli ) Bir Hastanın şikayetleri nelerdir ?
Özellikle kepek plaklarının bulunduğu kafa bölgesinde ortaya çıkan kaşıntı ve gün boyu süren beyaz pul tarzında döküntülerden şikayet eder. Kafa bölgesinde alın çizgisi boyunca kepek plağının bulunmasına SEBOREİK KORONA ( Taç ) denir. Lezyonlar yumuşak ve yağlıdır. Hastalık bir yelpaze tarzındadır en hafif formların da çok fazla kaşıntı ve döküntü görülmez iken, ağır formlarında hastayı aşırı derecede rahatsız edecek tarzta priritus ( kaşıntı ) görülür. Göz kapağında, kirpiklerde ve sakalda da seboreik dermatit görülebilir. Bulunduğu vücut bölgesine göre özel isim alır.
Seberoid Dermatitli Hastada Tedavi Nedir ?
1-) Katran
2-) Ketokonazollu şampuanlar
3-) Eğer aşırı bir inflamasyon varsa steroidler.
Kullanılır. Aynı zamanda hastaya daha sık aralıklarla banyo yapması tavsiye edilir. ( Günde en az 1 kez ).
Seboroid Dermatit ( Kepek Hastalığı ) Hastalığı Geçicimidir ?
Seboroid dermatit ataklarla gelen bir hastalıktır, alevlenme dönemlerinde saçtaki kepek plaklar halinde saçta birikir yukarıda yazdığımız tedavi yöntemlerinin kullanımı ile hastanın semptomları geriler. Ataklar sırasında tedavi semptomlara yöneliktir. Hastada aşırı kaşıntı varsa anti-histaminikler denenebilir.
Gürültülü Seboroid Dermatit Kimlerde Görülür ?
Çok hızlı ve yaygın şekilde ortaya çıkan ( Kafanın bir çok bölümünde büyük plaklar tarzında ) ve genç yaşta bulunan insanlarda akla mutlaka AIDS ( HiV Enfeksiyonu Gelmelidir ).
Parkinson Hastalarında da kullanılan ilaçlara bağlı olarak seberoid dermatit görülebilmektedir.
Mutlu Ve Sağlıklı Günler Dileğiyle…
Stj. Dr. Ahmet Bahadır UÇAR
2011 Tüm Hakları Saklıdır. Yazı yazarın izni olmadan hiç bir makalede,dergide sitede yayımlanamaz…
Yorum Yok